Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Stefan Zweig
Gerçekte senin bilincine, şimdi vadilerin, dağların ve nehirlerin ötesine olduğumdan daha uzak olduğumu elbette hissedemezdim, çünkü seninle benim parıltılar saçarak yukarıya dikilmiş bakışlarım arasında yalnızca pencerenin ince ve parlak camı vardı. Ben hep yukarıya, sürekli yukarıya bakmaktaydım: Işık vardı orada, evin vardı, sen vardın, orada benim dünyam vardı. İki yıl boyunca hep bu zaman parçasını hayal etmiştim ve şimdi o zaman, artık bana armağan edilmişti. O uzun, yumuşak, bulutlu akşam boyunca pencerelerinin önünde durdum, ta ki ışıklar sönene kadar.


0 Yorum :
Yorum Gönder