-->

Satranç, Stefan Zweig

İnsan sabahtan aksama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz ..Bekleyip durur insan .Hiçbir şey olmaz .İnsan bekler ,bekler şakak...

Satranç, Stefan Zweig

Zira birdenbire bir uğraşım doğmuştu,ister mantıksız,ister amaçsız olduğunu söyleyin,bu çevremdeki hiçliği yok eden bir uğraş olmuştu... ...

Satranç, Stefan Zweig

"Ama en kötüsü sorgulama değildi. En kötüsü, sorgulamadan sonra hiçliğime geri dönmekti; aynı masanın, aynı yatağın, aynı leğenin, aynı...

Satranç, Stefan Zweig

Çünkü bir insan kendini ne kadar sınırlarsa öte yandan sonsuza o kadar yakın olur. İşte böyle görünüşte dünyadan kopuk yaşayanlar özel yapıl...

Satranç, Stefan Zweig

Yapacak bir şey yoktu, görecek kimse yoktu, duyacak ses yoktu. Etrafını saran her şeyin hiçliği içinde kaybolmuş, o zamansız, müthiş boşluk ...

Satranç, Stefan Zweig

"Bunun adı, düşünebilecek en ustaca izolasyonu sağlamaktı. Bize hiçbir şey yapmadılar sadece bizi en mutlak anlamda hiçliğin içerisine ...

Satranç, Stefan Zweig

Hiçlik içinde bir kitaba sarılmak ...Ama bu kitapla cehennemime geri dönmek ne olağanüstü bir andı, en sonunda yalnızdım, ama hiç de yal...

Satranç, Stefan Zweig

Yeteneklerini oyunlarıyla birbirleri üzerinde denemek isteyen iki rakip değillerdi artık, birbirlerini yok etmeye yeminli iki düşmandılar...

Satranç, Stefan Zweig

Ama en önemsiz görünen düşüncelerin bile bir dayanak noktasına ihtiyacı vardır, yoksa kendi etraflarında dönüp durmaya başlarlar, onlarda hi...

Satranç, Stefan Zweig

"Bize hiç bişey yapmadılar. Bizi sadece katıksız bir hiçliğin ortasına bıraktılar, çünkü meğer hiçbir şey insanın ruhuna hiçliğin kendi...

Satranç, Stefan Zweig

Ayrıca bir zamanlar bir Rembrandt, bir Beethoven, bir Dante, bir Napoleon hakkında en ufak bir fikri olmayan birinin, kendini büyük bir insa...

Satranç, Stefan Zweig

Boşlukta bir kere harekete geçirilmiş bu düşünceler kafamda dönmeyi bırakmıyordu, sürekli yeniden, her seferinde başka bir kombinasyonla ve ...

Satranç, Stefan Zweig

Kapı gece gündüz kilitliydi. Masada bir gazete, dergi, kitap, kâğıt ya da kalem yoktu; zaten olmasına izin de yoktu. Pencere boşluğa bakıyor...